Son Dakika! AİHM’in Selahattin DemirtaÅŸ kararına AK Parti’den ilk açıklama: Gerekçeli kararı hukuk sistemi deÄŸerlendirir
|Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2017'de gündemine taşınan Selahattin DemirtaÅŸ davasıyla ilgili nihai kararını bugün açıkladı. AİHM'in gerekçeli kararında, Kasım 2018'de olduÄŸu gibi, DemirtaÅŸ'ın tutukluluÄŸu için öne sürülen gerekçelerin yetersiz olduÄŸuna hükmedildi ve serbest bırakılması istendi. AİHM'in söz konusu kararına iliÅŸkin AK Parti'den ilk açıklama geldi. 'GEREKÇELİ KARARI HUKUK SİSTEMİMİZ DEÄžERLENDİRECEKTİR' Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'Bu sıcak bir karar. Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Hukuk sistemimiz tabii ki bunu deÄŸerlendirecek ve buna göre bir yaklaşım üretilecektir' ifadelerini kullandı.Ömer Çelik'in konuÅŸmasından öne çıkanlar ÅŸu ÅŸekilde:'TeÅŸkilat baÅŸkanlarımız, kongre süreçlerimizle ilgili kapsamlı bir deÄŸerlendirme yaptı. Toplantımızda meclis gündemi ayrıntılı bir ÅŸekilde deÄŸerlendirilecek. Bütçe görüÅŸmelerinde, muhalefet tarafından dile getirilen iddialar, arkadaÅŸlarımız tarafından bunlara verilen cevaplar da deÄŸerlendiriliyor. Terörle mücadelede gayretli mücadele kesintisiz bir ÅŸekilde devam ediyor. Suriye örneÄŸinde gördüÄŸümüz gibi PKK-YPG terör örgütü, her türlü kılığa girebilen bir yapıya sahip, Ülkemize dönük tehdit süreçleri söz konusu olduÄŸunda hemen karşıdaki güçlerle yoÄŸun bir ÅŸekilde iÅŸ birliÄŸine giriyor. Her MKYK toplantımızda, bu terörle mücadele gündemini yakın bir ÅŸekilde takip ediyoruz. Polisimizi, jandarmamız, silahlı kuvvetlerimizin bu süreçlerde nasıl baÅŸarılar elde edildiÄŸiyle ilgili yakın bir takibimiz var. Silahlı kuvvetlerimizin Fırat Kalkanı, Zeytindalı gibi harekatları olmasaydı, bugün orada U ÅŸeklinde bir terör devleti kurulmuÅŸ olacaktı. Kobani düÅŸme tehlikesiyle karşı karşıyayken çeÅŸitli yerlerdeki unsurlar, bazı Kürt bölgelerinden unsurlar Irak'tan yardıma geldiÄŸinde PKK bunu engellemeye çalışarak orada bir katliam olsun ÅŸeklinde yaklaşım içerisindeydi. Türkiye bir günde Kobani'deki kardeÅŸlerimize kapılarını açarak 100 bin kardeÅŸimizi ölümden kurtarmıştı. 'PKK'NIN DEAÅž'LA MÜCADELESİ YOK' PKK'nın son dönemde Kuzey Irak'a saldırılarda bulunduÄŸunu görüyoruz. PKK'nın orada kurmaya çalıştığı totaliter yapıya boyun eÄŸmeyen herkes bu düÅŸmanlıktan nasibini alıyor. Türkiye'nin PKK terör örgütü ile mücadelesi, insanlığa karşı suç iÅŸeyen bir terör örgütüyle insanlığa karşı iÅŸlenen bu suçu engellemek bakımından son derece yüksek bir meÅŸruiyete sahiptir. ÇeÅŸitli propaganda merkezleri tarafından gündeme getiriliyor: PKK'ya eÄŸitim verdik, DEAÅž'la mücadele etsin diye. DEAÅž'la mücadelesi yok PKK'nın. DEAÅž'la mücadele eden esas güç TSK'dır. Sahada, karada yegane güç olarak TSK bu mücadeleyi vermiÅŸtir. Türkiye'nin içine sızmaya çalışan DEAÅž unsurlarına da polisimiz, jandarmamız en etkili mücadeleyi sürdürüyor. Bu hataların hepsini Afganistan'da yaptılar, terör örgütlerini birbirlerine karşı kullandılar. Bu bölgedeki barışı tehdit eden en tehlikeli organizasyonlardan, herkesle iÅŸ birliÄŸine açık organizasyonlardan biridir PKK. Birilerinin PKK'yı meÅŸrulaÅŸtırmak için DEAÅž'ı kullanması bu çifte standardın örneÄŸidir. CHP'YE KORONAVİRÜS TEPKİSİ: PARALEL EVRENDE YAÅžIYORLAR Türkiye olarak bu zorlu mücadeleyi en iyi ÅŸekilde yönetmeye çalışıyoruz. CHP'den 'Türkiye en kötü yöneten ülkedir' vs. açıklamalar oldu. Tabii ki onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz. BaÅŸka bir alemde, paralel evrende yaşıyorlar. Türkiye etkili bir mücadele ortaya koydu. Küresel salgının ne ÅŸekilde seyredeceÄŸi konusunda kimsenin elinde bir model yok. Bu virüsün mutasyona uÄŸradığı ÅŸeklinde bir deÄŸerlendirme oldu. Birçok Avrupa ülkesi İngiltere'yle uçuÅŸlarını durdurdu. Biz de uçuÅŸlarımızı durdurduk. 96 ülkeyle uçuÅŸlarımız düzenli olarak sürüyor ama Kovid'le ilgili bir tehdit ortaya çıktığında tedbirler alınacaktır. Umuyoruz ki aşılar kitlesel bir zaferin kazanılmasına imkan verir. İstanbul'da kontrolden çıkmıştı, ama tedbirler alındığında, birtakım sokaÄŸa çıkma yasakları konulduÄŸunda hemen rakamlar düÅŸmeye baÅŸladı. 'YASAKLARA UYMAK İÇİN GAYRET GÖSTERELİM' Bütün kaybettiÄŸimiz vatandaÅŸlarımız için çok üzülüyoruz. Bunun olmaması için kural basit: maske, mesafe, temizlik. Aşı kitlesel bir bağışıklık ortaya çıkarana kadar hiçbir gevÅŸemenin olmaması gerekiyor. Bu süreçte en içten teÅŸekkürlerimiz saÄŸlık çalışanları için. Elimizden gelen her türlü teÅŸekkürü hem fiili hem sözlü olarak her zaman kendilerine iletmek istiyoruz. Bugüne kadar sosyal koruma kalkanı altında nakit desteÄŸinde bulunuldu. Bu süreçler devam edecek. Bir yandan hayatı korumak için Kovid'le ilgili almamız gereken tedbirler, aynı zamanda da hayatın döngüsünün devam etmesi için yürümesi gereken çalışmalar var. Burada öncelik hayatı korumak. Herkese bir kez daha arz ediyoruz; lütfen bu yasaklara, kurallara tam olarak uyarak, saÄŸlık sistemimiz üzerindeki yükün azalması için gayret gösterelim. Bu hepimiz için ulusal bir mücadele. UyduÄŸumuz her tedbir vatanseverce bir adım atmamız neticesini doÄŸuruyor. ÇELİK'TEN BELÇİKA'YA SERT AZERBAYCAN TEPKİSİ Azerbaycan'ın elde ettiÄŸi zaferden sonraki geliÅŸmeleri yakından takip ediyoruz. Her nedense Azerbaycan'ın kendisine ait olan topraklarını yeniden alması gerek Minsk grubu içinde gerekse dışında birçok ülkeyi rahatsız etti. Fransa'nın da senatoda aldığı kararı gördük. En son geçtiÄŸimiz günlerde Belçika Temsilciler Meclisi'nin DaÄŸlık KarabaÄŸ konusunda Azerbaycan'ı kınayan bir kara tasarısı oldu. Bu kara tasarısı haksız, hukuksuz, geçersiz bir tasarıdır. Bu karar Türkiye – Belçika iliÅŸkilerine ve Azerbaycan – Belçika iliÅŸkilerine katkı saÄŸlamaz. Ne kadar vizyonsuz bir karar olduÄŸu ortadadır. 1915 olaylarıyla ilgili karar alıyorlar. Ne kadar ideolojik bir motivasyonla hareket ettiklerini ortaya koyuyor tüm bunlar. Minsk grubu içerisinde Fransa'nın sürekli olarak Türkiye'ye karşı durmaya çalışan, Türkiye neredeyse oranın karşısına kendisini konumlandırmaya çalışan bir tutumu var. Fransa saÄŸlıklı bir rol edinme gayretindeyse onun yeri bu da deÄŸil. Türkiye'yle her zaman diplomatik çözümlerin arayışı içerisinde olmak en doÄŸru yoldur. GittiÄŸi kiliseden bile kovulan bir Ermenistan baÅŸbakanı var. 'SOMUT KÜLTÜREL MİRASA SAHİBİZ' Türkiye'nin büyük kültürel mirası açısından da son derece sevindirici haberler var. UNESCO Temsili Listesi'ne Türkiye'nin yaptığı katkı sayısı 20'ye ulaÅŸtı. Azerbaycan – İran ile birlikte yaptığımız minyatür sanatı ve mangala. Bu konu son derece kıymetli bir konu. Çok miktardaki somut olmayan kültürel mirasa ve somut kültürel mirasa da sahibiz. KILIÇDAROÄžLU'NA TEHDİT ELEÅžTİRİSİ Sn. KılıçdaroÄŸlu'nun tehdit sırası bugün çiftçilere gelmiÅŸ. AKP'ye oy veren çiftçileri tehdit eden birtakım sözler söylemiÅŸ. Daha önce iÅŸçileri, sonra da öÄŸretmenleri tehdit etmiÅŸti. Aslında ÅŸaşırmak gerekiyor ama artık bunlar yadırganmaz hale geldi. Birtakım politikaları, aldığımız oyu eleÅŸtirebilir. Demokratik bir haktır bu. EleÅŸtiriyle düÅŸmanlık yapma arasında düzgün çizgiler çekilirse tabii ki eleÅŸtiri demokrasinin olmazsa olmazdır. Ama çıkıp da her gün bir toplumsal kesimi 'Siz niye AKP'ye oy veriyorsunuz' diye eleÅŸtirmek antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır. CHP'deki arkadaÅŸlara söylemek isterim: Bu siyaset tarzı doÄŸru, saÄŸlıklı bir siyaset tarzı deÄŸil. KutuplaÅŸtırmadan bahsediyorsunuz. 'KİMSE MİLLETİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR' Siz kutuplaÅŸmayı eleÅŸtirirken çok daha ötesine geçen, doÄŸrudan toplumun belli bir kesimine karşı, bugün de çiftçilere karşı düÅŸmanlık ileten bir dil kullanıyorsunuz. Bu, zehirleyici bir dil. 1-1.5 yıldan beri hakimleri doÄŸrudan hedef alarak tehdit ettiler. Partinin politikalarını eleÅŸtirmek baÅŸka, vatandaşı o partiye oy veriyor diye eleÅŸtirmek baÅŸka. Partiye oy veren vatandaÅŸları hedef alıyorsanız totaliter olan yaklaşım budur, tehdit siyaseti budur. Memleketin sahibi vatandaşımızdır. Her yetkinin sahibi millettir. Kimse milletin üstünde deÄŸildir. Herhangi bir ÅŸekilde konuÅŸurken zihniyetin altyapısı kriz zamanlarında ortaya çıkıyor. Bu kaçıncı toplumsal kesimi tehdit etmedir, biz saymaktan yorulduk. Biz de bu tehdit siyasetine karşı siyasetinin her alanında mücadele etmeye devam edeceÄŸiz. Kendilerini siyaset-üstü olarak gördükleri vesayet zamanları sona ermiÅŸtir. Vatandaşının söylediÄŸi sözü bir tehdit haline getirmek demokratik siyasi kültürde olmaması gereken bir ÅŸeydir. MUHALEFETİN DIÅž POLİTİKA ELEÅžTİRİLERİ VE ÇIPLAK ARAMA İDDİALARI Türk hariciye geleneÄŸi dünyada 3-5 ekolden bir tanesidir. Bazı dışiÅŸleri bakanlıkları, bir hariciye ekolüne sahiptir. Dünyanın her yerindeki büyükelçiler, her konudaki görüÅŸlerini aÅŸağıdan yukarıya doÄŸru ÅŸekillendirir ve DışiÅŸleri Bakanlığı'na, oradan da CumhurbaÅŸkanlığı'na iletirler. Ama son karar siyasidir. 'Kıbrıs meselesi siyaset üstüdür, siz bir ÅŸey söyleyemezsiniz' dediler. Bunlar siyaseti vesayet almaya çalışan, bürokratik siyaseti seçilmiÅŸ siyasetin yerine koymaya çalışan yaklaşımlardır. Türkiye diplomatlarının birikiminden faydalanmayacak da neyden faydalanacak? Türk hariciyesinde cumhurbaÅŸkanımızın cumhurbaÅŸkanlığı döneminde etkinliklerini artırmak, özellikle de kadın diplomatlarımızın sayısını artırmak, Afrika-Latin Amerika vizyonu ortaya koymak konusunda çok deÄŸerli adımlar atılmıştır. Türkiye'nin kendini ifade edebileceÄŸi kanallar oluÅŸturulmuÅŸtur. Irak'ta belli mezhep yapılarıyla temas edilmiÅŸ, belli mezhep yapılarıyla temas edilmemiÅŸ. halbuki hepsiyle temas edilmesi lazım. İktidarlığımız döneminde CumhurbaÅŸkanımızın talimatı kardeÅŸ ülkelerdeki bütün halkları kapsayacak ÅŸekilde bu aklın çalıştırılmasıdır. Türk diplomasi aklının siyasi olarak en yetkin ÅŸekilde çalıştırıldığı bizim dönemimiz olmuÅŸtur.'Siyasilerden büyükelçi atanıyor' diyorlar. Türkiye demokratik bir devlet. Tabii ki Türk diplomatlardan da atanabilir, ama bu hariciyenin bozulması anlamına gelmiyor. DışiÅŸleri Bakanımız Mevlüt kardeÅŸimiz vesayet peÅŸinde koÅŸanlara cevap veriyor. Türk hariciyesi teÅŸkilatımız gurur duyduÄŸumuz bir teÅŸkilattır. Son derece de genel itibarıyla verimli bir ÅŸekilde çalışıyorlar. Onlara her zaman siyasi irade sahip çıkmaktadır. ÇIPLAK ARAMA Bunların yapıldığı döneme ÅŸahit olduÄŸumuzda en önemli tavırlarımızdan biri iÅŸkenceye sıfır toleranstır.Bu ilkemiz o gün ne kadar güçlüyse bugün de o kadar güçlüdür. Bunları dile getiren ÅŸahısların her gün adliye teÅŸkilatını zan altında bırakmaya çalışan yeni bir açıklaması ortaya çıkıyor. Bunların sayısı zaten 3-5 kiÅŸiyi geçmiyor. Cezaevlerindeki ve diÄŸer yerlerdeki aram prosedürleri AİHM kararlarına, anayasa kararlarına uygun ÅŸekilde yapılıyor. Bütün bunlar denetleme mekanizmalarımız tarafından her gün denetleniyor. Sn. KılıçdaroÄŸlu da çıkmış, 'Bu önceden de vardı bugün de vardı' diyor.Nihayetinde UÅŸak'taki kardeÅŸlerimiz de suç duyurusunda bulundular. Oradaki görüntüleri, kayıtları yayınlıyor yetkililer ve bunun yalan olduÄŸu ortaya çıkıyor. İşkenceye sıfır tolerans ilkesinde hiçbir gevÅŸeme olamaz. İnsanlık onurunu hiçe sayan hiçbir inceleme yapılamaz. Hiç kimse boÅŸ yere adliyeyi, güvenlik teÅŸkilatlarını zan altında bırakan haksız hukuksuz iÅŸlere girmesin. İftira mekanizmasına dönüÅŸmüÅŸ bazı sosyal hesaplar, siyasetçiler var. Onlar zaten iflah olmaz. BAHÇELİ'NİN 'HDP KAPATILSIN' SÖZLERİ Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok. Parti kapatmaların zorlaÅŸtırılması sivil siyaseti güçlendirmek bakımından bizim getirdiÄŸimiz bir düzenlemedir. Fakat burada esas olan vatandaÅŸ iradesinin siyasal katılım yollarına tam olarak saÄŸlanması. Bir parti siyasi olarak terör örgütünün propagandasını yapıyor, hukukun dışına çıkıyor, hukuk devletini yok etmek için açıkça bir performans gösteriyor ve bunu açıkça söylüyorsa bu durumda demokratik sistem çaresiz deÄŸildir. Siyasi partilerin görevi demokrasiyi ve hukuk devletini korumaktır. Bu misyonun dışına çıktığında demokrasi ve hukuk devleti çaresiz deÄŸildir. Birisi Türkiye'de çıktı bir parti kurdu. Åžu ifadeleri kullanıyor: 'DEAÅž terör örgütü deÄŸildir. Bizim siyasi misyonumuz DAEÅž terör örgütü liderinin heykelini dikmektir.' Hukuk devleti bunu seyir mi edecek? Numan Bey'in söylediÄŸi, bizim daha önce parti kapatmaların siyasi hayatta sonuç doÄŸurmaması ve bunların sürekli olarak kendilerini yenilemesiyle ilgili. Sayın Bahçeli'nin de söylediÄŸi bunlara müsaade edilmemesi gerektiÄŸi. Bu tip terör örgütü propagandası yapanların, hazine yardımı alması engellemesi gibi örnekler var dünyada. Parti kapatmayı zorlaÅŸtıran biziz. Sivil siyaseti yok etmek için kullanıyorlardı bunu. Masum sivilleri ve kadınları kutsadığı zaman tabii ki hukuk devletinin bir çaresi olacak. Demokrasinin ve hukukun en büyük düÅŸmanı terördür. Nasıl ki silahlı gücüyle mücadele etme yolları varsa, siyasi mekanizmaları, hukuk mekanizmaları da tedbir alacaktır. CHP'DEKİ TACİZ-TECAVÜZ İDDİALARI: TÜRK SİYASİ TARİHİNE GEÇECEK UTANÇ DURUMUDUR Geçen hafta kiÅŸilere 'Susmayın' demiÅŸtik. Kurumsal bir suskunluÄŸa dönüÅŸtü bu. Öteden beri bu susanlardan daha kıdemli CHP'liler partinin susmaması gerektiÄŸini ifade ediyorlar. Bu taciz – tecavüz olayları karşısında susulmasının CHP açısından, siyasi ahlak açısından kabul edilemez olduÄŸunu söylüyorlar. Herkes siyasi ahlaktan bahsediyor özellikle CHP'de. Kadın onuru karşısında susanın, siyasi ahlaktan bahsetmeye hakkı olabilir mi? MaÄŸdurlar zulme uÄŸramış. Biz size 'MaÄŸdurun ismini verin' demiyoruz. Failin kim olduÄŸuyla uÄŸraşın diyoruz. MaÄŸdurun hakkına sahip çıkmadığınız zaman asıl travmayı yaşıyor. Türk siyasi tarihine geçecek bir utanç durumudur. Maalesef siyasi meselelerde yaklaşılan konular içselleÅŸtirilmediÄŸi zaman bu tip ÅŸeyler, saçma sapan görüntüler ortaya çıkabiliyor. İBB'NİN ÅžEB-İ ARUS TÖRENİ'NDE KUR'AN-I KERİM'İN TÜRKÇE OKUNMASI Bizim kültürel, dini, sosyal hayatımızda ciddi acılar oluÅŸturmuÅŸ bir mesele ibadet dilini deÄŸiÅŸtirmeye çalışmak. Bu ortaya çıktıktan sonra özür dileyecekleri yerde tam tersine çok daha sakıncalı bir iÅŸ yapıyorlar. Tabii ki Türkçe meal okuyabilir, dua edebilirler. Bizim karar vereceÄŸimiz bir ÅŸey deÄŸil bu. Ama ibadet diliyle oynamak çok zalimane bir yaklaşım. Ezanın TürkçeleÅŸtirilmesi meselesinde olduÄŸu gibi, çok ayıp bir ÅŸey. Halen ibadet diliyle oynamaya çalışmak, Murat Bardakçı'ya atıf yapayım, insanın zihninde bir istiklal mahkemesiyle açıklanabilecek bir ÅŸeydir MUHALEFETİN PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMALARI Birisi parlamenter sistem meÅŸrudur, baÅŸkanlık sistemi deÄŸildir diyorsa bu cahilliktir. Kullanılan argümanlara dikkat etmek lazım. Diyorlar ki Türkiye'nin çok ciddi bir parlamenter sistem birikimi vardır. Ben de diyorum ki 'Nerede?' Darbeler, vesayet dönemleri, vesayetçi cumhurbaÅŸkanları dönemleri, milli güvenlik kurulunun Türkiye'yi yönettiÄŸi dönemler, T.C. Anayasası'sın üstünde kırmızı kitapların olduÄŸu dönemler. Bir muhtıra teÅŸebbüsüyle karşı karşıya kaldı. Mesele baÅŸkanlık sistemi midir yoksa baÅŸkanlık sisteminin başında Tayyip ErdoÄŸan'ın olması mıdır? Bugün kuvvetler ayrılığından bahsedenlerin, hiçbiri kuvvetler ayrılığıyla ilgili modern parlamenter sistemlerindeki hiçbir yaklaşımı getirmedi. CHP sürekli olarak parlamenter sistem diyor, hiçbir raporu zamanında veremiyordu. Eski vesayet kalıntılarını yeni dönemde de nasıl koruruz diye çalışıyorlardı'
Bir önceki yazımız olan Borcu olanlar dikkat! Yapılandırma başvurusu için son tarih 31 Aralık başlıklı makalemizde Ekonomi, İstanbul ve Murat Göktaş hakkında bilgiler verilmektedir.